ArabicEnglishFrenchFrisianGermanRussianSpanishTurkish

Yürümek mi? Koşmak mı?

Herkese Merhaba,

Evet yıllardır aynı soru aklımıza takılır durur? Bu soruyu özellikle yeni spora başlayan insanlardan sık sık duyuyorum…
   İnsan organizasması yaradılış biçimiyle her zaman yürümeye programlanmıştır, koşmaya değil.      Peki neden koşu bantlarında, dağda, bayırda ormanda koşuyoruz? İşte cevabı aşağıda…
   Sanayi devrimi ile birlikte endüstriyel gıdaların hayatımıza girmesi ve 2000 li yıllardan sonra internetin hayatımızı ele geçirmesi ile beraber insanların vücut kompozisyonlarında değişiklikler, hareket kabiliyetinde farklılıklar oluşmaya başladı… Bu farklılıklar bizi daha çok hareketsizliğe ve tembelliğe sürükledi… Ben buna sıfır noktasında bulunan insanın artık güne eksi ile başlaması diyorum.
   İşte bu eksi durumdan önce sıfır noktasına ulaşmak daha sonra da artıya geçmek için süreci hızlandırmak adına yürümeyi, koşu ile revize ediyoruz. Bu kural hepimiz için maalesef böyle.
   Peki spor salonlarında ya da dışarda yürümek, koşmak bize yeter mi? Kesinlikle Hayır! Nedeni ise günde 24 saatimizin 8 saatini uyku ile geçirdiğimizi düşünürsek geri kalan 16 saatinin sadece 2 saatini spora ayırsak onunda 30dk. cardio ile geçtiğini ile düşündüğümüzde günlük aktivitenin aslında yüzde 5 lik bir dilimine denk geldiğini görürüz….Bu sürenin hayatımızı kaliteli bir şekilde devam ettirmemiz için yeterli bir süre değil. Buradaki kilit nokta gün içerisinde de aktif bir hayat sergilemek…
  Şimdi geldik en önemli noktaya… Nasıl yürüyeceğiz? Tabiki çarşı pazar da yürür gibi değil. Burada ki en önemli unsur nabız aralığı… Kişilerin cinsiyeti, spor geçmişi, sağlık durumu, risk faktörleri vb. göz önünde bulundururak iyi bir antrenman programı çıkartıp bu doğrultuda hareket etmek gerekir.

Bu konu hakkında bir röportajını dinlediğim Kalp Ve Damar Cerrahisi Uzman Prof. Dr. Bingür Sönmez şunları söylüyor: Eğer adım sayısı önemli olsaydı postacılar ölümsüz olurdu, günde 10-15 km. yürüyen bir insanın ölümsüz olması gerekirdi. Dolayısıyla adım sayısı değil yürüyüş sırasında nabız da çok önemli”

Dolayısıyla iyi bir antrenman programı ve günlük hayatımızı daha aktif bir hale getirip hem yaşam kalitemizi artırmış olup hem de istediğimiz vücut hedefine varmış olacağız. Bunun için aşağıdaki bazı önerilerimi uygulayabilirsiniz.

Öneriler

*Yakın mesafeleri araçla gitmek yerine yürüyerek gitmeyi tercih edin.

*Aplikasyon ile halledeceğiniz işlerin bir kısmını yürüyerek gidip halledin. (Örnek: Banka işleri)

*İşe ya da gitmek istediğiniz yere gittiğinizde aracınızı biraz uzak yere park edin. (Zira gitmek istediğiniz yere yaklaştıkça park yeri bulmak zordur 🙂 )

*Yürüyen merdiven ya da asansör kullanmak istediğinizde mümkünse kullanmayın ya da belli bir kata kadar kullanın.

*Haftasonu etkinliklerinizi “Yürüyüş Temalı” düzenleyin.

*Mümkünse gün içerisinde teknolojik nimetlerden faydalanın. (Spor saatleri, telefonların sportif aplikasyonları vb.)

*Yürümek istediğiniz yere geç kalıyormuşçasına yürüyün.

*Antrenman programınızın en az yüzde 25 inde cardio egzersizi olsun.

*Market, Banka vb. işleriniz için evinizin önündeki değil bir sonraki yerden halledin.

*Otobüse, metro gibi toplu taşıma hatlarını kullanırsanız her zaman bir sonraki duraktan binin.

*Zamanım yok deme… şayet kaliteli ve uzun bir yaşamın sırrı “Hareket” te gizli…

Hepinize spor dolu günler dilerim.

Egemen Ükis
Egemen Ükishttps://fitupgo.com.tr
1998 yılında lisanslı olarak futbol oynamaya başladım. 2005 yılında Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Antrenörlük Eğitimi bölümüne giriş yaptım. 2007 yılında fitness sektörüne giriş yaptım. Çeşitli kurumlardan birçok eğitim alarak kendimi geliştirme fırsatı yakaladım. 2013 yılında Anadolu Üniversitesi Spor Yöneticiliği bölümüne giriş yaptım ve 2015 yılında bölümü bitirdim. 2015 yılında aynı zamanda İstanbul Üniversitesi nin Pedagojik Formasyonu Bölümünden 1 yıl eğitim alıp mezun oldum. Spor Yöneticiliğini bitiriş sonrası aynı üniversitede dikey geçiş yaparak Uluslararası İlişkiler bölümünde okumaya hak kazandım ve 2017 yılında mezun oldum. 2017 yılında Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim ve Organizasyon Bölümünde Yüksek Lisans yapmaya hak kazandım ve 2019 yılında mezun olduktan sonra üniversite hayatımı noktaladım. Eğitimin, yaşam boyu süren bir süreç olduğu felsefesiyle hareket ederek kendimi geliştirmeye devam etmekteyim.

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Yazılar

Sosyal Medya

43BeğenenlerBeğen
41TakipçilerTakip Et
11AboneAbone Ol

Son Yazılar

Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz ?